Pelin Akil ve İkizleriyle Özel Bir Gün

Annelik çok güzel, ama bir o kadar da zor bir vazife. Beraberinde yüzlerce, belki binlerce duygu ile geliyor. Ünlü oyuncu Pelin Akil bugün Türkiye’nin en sevilen annelerinden biri. O, bu zorlu görevi layıkıyla yerine getiren, bahsettiğimiz bu duygulardan fazlasıyla nasibini alan bir kadın. Ancak bu uzun yolculukta her gün yeni bir şeyler öğrenmeyi, kaygılarının üstesinden doğru telkinlerle gelmeyi, en az onun kadar tanınan ve sevilen ikizleri Alin ve Lina’yla her günlerini neşeli bir maceraya çevirmeyi başarıyor. Bu süreçte eşi Anıl Altan ve aile büyüklerinin yardımı elbette büyük. “Daha önce hiç dikkat etmemiştim bir ağacın gövdesinin bu denli güzel olduğuna. En uzaktaki kuşları, uçakları kızlarım gösteriyor bana. Hiç bu kadar çok başımı göğe kaldırıp gökyüzünün güzelliklerine şahit olmamıştım. Onlarla birlikte keşfediyorum ve ömrüm yettiği sürece de birlikte keşfedelim, gezelim, sohbet edelim istiyorum,” diyen Pelin Akil ve güzel kızlarıyla H&M tasarımlar ve birbirinden güzel oyuncaklar içinde çok özel bir çekim gerçekleştirdik. Minik modellerimizin setin tüm enerjisini yükselttiği bu güzel günde yakalanan karelerin sadece sayfalarımızda değil aile albümünde de özel bir yer edineceğine eminiz.
 

  • İkiz bebek büyütmenin nasıl güzellikleri ve zorlukları var?

Her şeyi çifte yaşıyoruz. Zorlukları da, güzellik ve mutlulukları da… Doğduklarından beri, “Canım kardeşim,” diye seslendik onlara. Şimdi birbirlerine “Canım,” diyorlar, onları izlerken tüm yorgunluğum geçiyor. Koşturmacadan zaman nasıl geçiyor anlamıyorum, bu biraz üzücü. Bazı anlar dursun istiyorum. Fotoğraflardaki kareler de o anlardan. İlk zamanlar uykusuzluk çok zordu benim için, İkiz bebekleri beslemek için iki-üç saatlik uykularla güne devam ettiğimi biliyorum. Ama gelişimlerine, onları sevgiyle büyütürken birbirlerine sevgiyle yaklaştıklarına şahit olmak tüm yorgunluğumu alıyor.
 

  • Annelik size neler öğretti?

Tüm benliğimle anda kalabilmeyi, şefkatle sabırla beraber büyümeyi, öğrenmeyi. Daha önce hiç dikkat etmemiştim bir ağacın gövdesinin bu denli güzel olduğuna. En uzaktaki kuşları, uçakları kızlarım gösteriyor bana. Hiç bu kadar çok başımı göğe kaldırıp gökyüzünün güzelliklerine bu denli şahit olmamıştım. Onlarla birlikte keşfediyorum ve ömrüm yettiği sürece de birlikte keşfedelim, gezelim, sohbet edelim istiyorum. Onlarlayken hiç içimden gelmiyor tablete telefona sarılmak. Sadece bazı anlarını kaydetmek için gün içinde almak istiyorum telefonu elime. Onlarlayken her gün yeni bir şey öğreniyorum ama bende en çok ne değişti diye düşünürsem, çok tez canlıydım, sabırlı olmayı ve daha ince düşünmeyi öğrendim onlarla.
 

  • Alin ve Lina için giyim alışverişi yaparken nelere öncelik veriyorsunuz?

Hayatımda pembe yoktu mesela (gülüyor). Hatta büyük de konuşurdum, “Renklerin cinsiyeti olmaz, pembe giydirmem,” diye ama gerçek şu ki kız bebeklere pembeler lilalar yakışıyor. Hala aynı fikirdeyim ama bir baktım ki dolabımızda bahsettiğim renkler öne çıkmış (gülüyor). Günde üç-dört zıbın değiştiriyorlar. Kendileri yemeğe alıştığı için her yemek sonrası üstlerinden bir öğün daha yemek çıkar (gülüyor). Genelde yazın dışarı çıkarken elbise, evde ise gündelik rahat tulumlar tercih ediyoruz.
 

  • Ebeveynlik beraberde pek çok endişe de getiriyor. Ya bir daha uyuyamazsam, ya hep doğru kararı veremezsem vb. Siz bu tip endişelerinizi nasıl aştınız?

Yaşayarak öğreniyorsun. Kesinlikle bir daha uyuyamayacak mıyım acaba endişesini yaşadım. Özellikle çok yorulduğum o ilk zamanlarda. Çocuklar doğmadan önce de en zor anlarda
hep, “Bu duygum da geçecek,” diye kendimi telkin ettiğim için biraz olsun rahatlıyordum. Sonuçta öyle de oldu, o duygum geçti, şu an daha çok uyuyorum. Ancak annelikte doğru karar veremezsem kaygısı tamamen bitmez bence. Doğru bildiklerimiz de sürekli değişiyor. Annem, “Siz şans eseri büyümüşsünüz,” diyor. Öksürünce sırta vurmak, yemek yedirirken kuş geçiyor demek veya sıcak yemeğe üflemek bunlar hep yanlışmış. Bu örnekler en basit hatalar… İçgüdülerimi dinliyorum, verdiğim kararlar ve tepkiler ilerisi için nasıl dönüşüm sağlar onu düşünüyor, kılı kırk yararak hareket ediyorum. Kendi kararlarını vermeye başlayana kadar böyle devam eder en azından…
 

  • Çekimde Anıl bey de bebeklerle çok ilgilendi. Biraz onu çekiştirelim mi? Anıl Altan nasıl bir baba?

Anıl çok ince, düşünceli, naif bir adam. İyi bir baba olacağından hiç şüphem yoktu ama çok daha üzerine çıktı beklentilerimin. Sürekli onların gelişimi için kitaplar okuyor, kendine ayırdığı zamandan kalan vakitte onlarla vakit geçirmiyor onlardan arda kalan vakitte kendine vakit ayırmaya çalışıyor. Gerçekten gurur duyuyorum, kocam çok güzel bir baba oldu. Onları izlerken gözlerim doluyor.
 

  • Alin ve Lina’ya oyuncak seçerken hangi noktaları göz önünde bulunduruyorsunuz?

Gelişimlerini olumlu etkileyecek oyuncaklar seçmeye özen gösteriyorum. Ahşap her zaman iyi hissettiriyor.
Geri dönüşümlü tahtadan el emeğiyle yapılan oyuncaklar bulunca çok mutlu oluyorum. Tek seferde tüm oyuncakları önlerine sermiyorum, mesela yemeklerini yerlerken ya da oyun alanlarında kendileri vakit geçirirken ellerimize tablet ya da telefon değil kitap alıyoruz. Yanlarında kitap okumaya özen gösteriyoruz ki alışsınlar şimdiden, kitap okumayı çok sevsinler. Onlar için aldığım ya da hediye gelen masal kitaplarını onlara okumadan önce ben okuyorum. Hoşuma gitmeyen, bana iyi hissettirmeyen, cinsiyetçi terimler barındıran çok masalı bi kenara ayırmışlığım var.
 

  • Büyükannelerden destek aldığınızı biliyoruz. Çocuk büyütme konusunda fikir ayrılıklarına düştüğünüz oluyor mu?

Fazla olmuyor açıkçası, bizi anladılar çünkü ve onlar da bizim kafamızda. Bazen, “Sanki biz çocuk büyütmedik,” lafını duymuyor muyum? Tabii ki duyuyorum (gülüyor). Ama şaka yaptıklarına inanıyorum çünkü gerçekten o dönemki çocuklarla şimdiki çocuklar çok farklı. Minik fikir ayrılıklarına düşersek istediğim şeyin sebebini anlattığım zaman beni anlıyorlar, ikna oluyorlar.
 

  • Çekim sırasında Alin’in omzuna bir kelebek kondu. Bu sırada çok duygulandınız hatta gözleriniz doldu. Hep duygusal biri miydiniz?

Sizin de gözünüzden bir şey kaçmıyor canım (gülüyor). Normalde de duygusal biriyim evet, duygularımı da çok açık ederim. Alınganlığımı, kızgınlığımı, öfkemi, kıskançlığımı, bir ortamda sıkılmışlığımı hemen anlarsınız. Bu fotoğraf çekimi zaten benim için çok çok özel. Güzel kızlarımla çok güzel bir anı oldu. O an zaten duygusalken bir de Alin’in omzuna kelebek konunca ve uzun süre durunca, çok güzel bir manzaraydı o benim için. Şu an hatırlayınca bile yine gözlerimin dolmasına kaç puan verirsiniz (gülüyor).
 

  • Anne olmanın en güzel ve en zor tarafları neler?

Anne olmanın en güzel yanını bilmiyorum ama çok güzel yanları var, onu biliyorum. En zoru ise kendinden çok vermek bence. Aklım tamamen onlarla, kaygılarım korkularım tamamen onlar için artık. Hem de karnıma ilk düştükleri andan itibaren. Çocuk sahibi olup böyle yaşamayan da
bir sürü arkadaşım var. Ben daha iyi bir anne miyim? Tabii ki hayır. Hatta bazen, “Her şey de mükemmel olmayıversin canım” diyorum ama ben yapamıyorum. Strese giriyorum kendi kendime. Beden yorgunluğu kolay. Dinlenirsin geçer. Ancak beynen yorucu oluyor bazen. Biraz daha rahatlamak, yavaşlamak lazım sanırım. İkizlerle de bu pek mümkün olmuyor. Evde bizi görseniz bayağı koşturmacayla geçiyor ve bir bakmışız gün bitmiş.
 

  • Kızlarınız sizinle birlikte tüm Türkiye’nin tanıdığı bebekler olarak büyüyor. Doğuştan ünlü olmaları ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Handikapları olacaktır mutlaka. Tanınmış insanların çocukları olarak dünyaya geliyorsunuz. Bunu onlar seçmedi ama biz elimizden geldiğince özveriyle, kocaman bi sevgiyle büyütüyoruz onları. Daha şimdiden bir sürü insanın sevdiği çocuklar oldular. Bu çok güzel bir şey ama onlara örnek çocuklar olmaları gerekiyormuş gibi bir misyon yüklemeyeceğim hiçbir zaman. Tercihlerinin, isteklerinin, hayatlarında kalbinden gerçekten geçirdiklerinin olmasını dileyeceğim ve ömrüm yettiğince, hep her kararlarında, doğrularında yanlışlarında yanlarında olacağım.
 

  • Çocuk sahibi olduktan sonra evliliğiniz nasıl bir değişim geçirdi? Bebekler ilişkinize neler getirdi?

Tabii ki ister istemez hayat onlar oldu. Biz de hatta bu ara biraz kendimizi, ilişkimizi, eski bizi hatırlamaya çalışıyoruz. Birbirimize çok aşığız, çok seviyoruz ama gerçekten ilişki boyut değiştiriyormuş. Birbirimizi hatırlamayı bırak, zaman yok ki kendimizi hatırlayalım (gülüyor). Önceliğimiz kızlarımızın mutluluğu. Salonumuz kreş gibi şu an mesela (gülüyor). Ama bu bi süreç tabii ki, yavaş yavaş normale dönmeye başlıyoruz. Büyüdükçe, farkındalıkları arttıkça, karakterleri oluşmaya başladıkça daha da güzel olacak ve çocuklarımızla birbirimize yol arkadaşı olacağız. Kocamla da birbirimize daha çok vakit ayırmaya başlayacağız diye ümit ediyorum.
 

  • Yeni anne olacaklara neler önerirsiniz? Hamilelik, doğum ve lohusalık dönemlerini kolay atlatabilmeleri, endişelerini aşabilmeleri için sizin de uyguladığınız formüller var mı?

Sakin olsunlar. “Geçecek,” desinler içlerinden. Strese girdikçe, kendimizi paraladıkça hep bir şeyler ters gidiyor çünkü. Kendimizi yoruyoruz, üzüyoruz. Şimdi düşünüyorum da lohusalık da çok özel bi dönemdi ve bitti. O ruh halimi hayatta unutamam, onlara yetemeyecek olduğumu düşündüğüm dönemin zirvesiydi. Ama anne-bebek arasındaki o duygusal bağın da en çok kuvvetlendiği zamandı. O uykusuz gecelerde neler neler anlattık birbirimize. Nasıl kokladık, nasıl göz göze geldik birbirimizle. Bak yine gözler doldu benim. Ben niye böyleyim ya (gülüyor). Bu duygularımın tüm sebebi sensin anne! Bir de ben annemi eleştirirdim böyle olduğu için. “Anne olunca anlarsın,” derdi ve ben öyle bir anladım ki. Seni çok seviyorum anne.

RÖPORTAJ CEREN ARSEVEN FOTOĞRAF FIRAT KOÇAK STYLING NAZLI KAYRAN

İlgili Makaleler