Sakin koylar, taş sokaklar, tuzlu saçlar ve beyaz masa örtülü tavernalar… Her biri başka bir ruha hitap eden bu 7 Yunan adası; denizle, yavaş hayatla, iyi müzikle ve lezzetle iç içe geçirdiğiniz yaz günlerine davet ediyor. İşte Özlem Avcıoğlu’nun ilham dolu seçkisiyle, mutlaka gitmeniz gereken en özel Yunan adaları…
Paros Adası: Bohem ve zarif

Naoussa’nın beyaz badanalı sokaklarında dolaşırken, her köşe başında farklı bir keşif sizi bekliyor. Yunan adalarının tipik dokusunu modern detaylarla birleştiren Paros, şık ama salaş bir tatilin adresi. Tüm günü Kolymbithres Plajı’nda geçirip akşamüstü Barbarossa’nın önünde uzayan masalarda günü batırmak neredeyse bir ritüel. Butik otelleri, yerel tasarım dükkanları ve zarif tavernalarıyla bir adadan çok daha fazlası.
Syros Adası: Şehirli ve sofistike

Cyclades’in merkezinde ama bir o kadar da gözden uzak duran Syros, zamansız zarafetiyle öne çıkıyor. Ermoupoli’nin neoklasik binaları, şık kafeleri ve kültürel havası adayı eşsiz kılıyor.
Miaouli Meydanı’nda sabah kahvenizi yudumlayabilir, akşamüstü Vaporia semtinde Ege’ye karşı yüzüp güneşi selamlayabilirsiniz. Adada her şey biraz daha rafine, biraz daha yavaş ve her köşe başı mimari bir sürpriz gibi.
Koufonisia Adası: Sade ve sakin

Çok küçük ama bir o kadar da huzurlu bir kaçış noktası. Kalabalıktan uzakta, doğayla iç içe bir tatil arayanların gözdesi. Adada araba yok, tabelalar yok, karmaşa yok. Sadece çıplak ayakla yürünecek sahil yolları, birkaç salaş balıkçı lokantası ve kristal berraklığında deniz var. Pori Beach’te sabah saatlerinde denize girmek ve gün batımını kafanızı dinleyerek izlemek, ruhu sıfırlıyor.
Paxos Adası: Renkli ve romantik

Korfu’nun hemen altında, ama çok daha dingin, çok daha zarif. Gaios Limanı’nda yanaşan tekneler, renkli panjurlu taş evler ve yasemin kokuları Paxos’un ruhunu özetliyor.
Zeytin ağaçlarıyla çevrili patikalarda yürüyüşe çıkın, sonra Antipaxos’a bir tekneyle geçip turkuaz sularda yüzün. Adada zamanın yavaşladığını hissediyorsunuz; özellikle Lakka’da gün batımı izlerken her şey bir anlığına duruyor gibi.
Kefalonia Adası: Doğal ve dramatik

Dramatik falezleri, koy koy uzanan sahilleri ve çam ağaçlarıyla çevrili dağ yollarıyla Kefalonia, doğayla baş başa bir yaz vadediyor. Myrtos Plajı Instagram’da ne kadar ünlüyse, Assos Köyü bir o kadar içe dönük ve özgün. Melissani Mağarası ise güneş ışığını suya dans ettirerek büyülüyor.
Şarap bağları, taş evler ve balıkçı köylerinde zaman geçirdikçe, Kefalonia’nın neden özel olduğunu çok daha iyi anlıyorsunuz.
Patmos Adası: Spiritüel ve sofistike

Kutsal kitapların yazıldığı ada olarak bilinen Patmos, sadece tarihiyle değil, enerjisiyle de etkiliyor. Chora’nın daracık sokaklarında yürümek, beyaz taş evlerin gölgesinde serinlemek ve gece Skala Limanı’nda bir kadeh ouzo eşliğinde sohbet etmek burada yapılması gerekenlerin başında geliyor. Adada gece hayatı yok ama geceyle gelen huzur, her şeye değer.
Leros Adası: Dingin ve lokal

Turistik kalabalıklardan uzak, hâlâ yerel dokusunu koruyan nadir adalardan biri. Platanos’un dik merdivenli sokakları, Panteli’nin denize açılan lokantaları ve adanın farklı koyları Leros’u ayrıcalıklı kılıyor. Burası gösterişli değil ama gerçek; ve belki de tam bu yüzden gitmeye değer.
Kapak: Pexels
İlginizi çekebilir >>>>> Özlem Avcıoğlu’nun seçkisiyle Bodrum’un en iyi 5 balık restoranı