Beyoncé, merakla beklenen Renaissance Dünya Turu’yla müzik ve modayı ayni sahnede yukselterek, bu deneyimi unutulmaz bir şölene dönüştürmeye devam ediyor. İsveç’teki Stockholm’de başlayan tur, Avrupa’nın ünlü şehirlerinde hayranlarıyla buluştu ve Grammy ödüllü sanatçı, Shiona Turini’nin izniyle en sürrealist tasarımlarla sahneye çıktı.
Tur, eşi Jay-Z ile birlikte düzenlediği 2018 On the Run II Turu’ndan bu yana Beyoncé’nin ilk solo turnesi oldu. Hayranların sevdiği hitleri ve yeni liste başı parçalarıyla sahnede büyüleyen Beyoncé, Amsterdam’daki konserindeki stilini Hollandalı tasarımcı Iris van Herpen’in özel “Heliosphere” elbisesiyle taçlandırdı. Bu zarif elbise, kadınsı gücü ve güzelliği sembolize ediyordu ve yaratım sürecinde 700 saatlik bir emekle oluşturulmuştu.
Beyoncé’nin Amsterdam konserinde giydiği bir diğer kostüm Balmain’e, Move Drop Küpeler Tiffany & Co. ‘ya aitti ve modanın içinde de siyahi tasarımcıları desteklemeyi unutmadı.
Beyoncé Tiffany & Co. elbisesiyle, Toronto’daki özel performansında da göz alıcıydı. Elsa Peretti’nin hazirladigi bu özel parça, drape benzeri bir kumaş etkisi yaratmak için örgülü çerçeveli taşlardan oluşuyordu ve el yapımıydı.
Sanatçı, Detroit durağında Tiffany.co imzalı yarı şeffaf, ışıltılı, gerçek altından yapılmış, bol dökümlü, kapüşonlu bir elbise giyerek göz kamaştırıcı bir görüntü sergiledi.
Ivy Park koleksiyonuyla da dikkat çeken Beyoncé, New Jersey sahnesinde ışıltılı bir Ivy Park kıyafetiyle sahnede gerçek anlamıyla parladı. “Drunk in Love” şarkısina eslik eden kostumu, zıt bir ifade için şarkıcının topuklu diz üstü çizmeleriyle eşit derecede göz kamaştırıcı şortla eşleştirildi.
Renaissance Dünya Turu, müziğin ve modanın muhteşem isbirligini gözler önüne sererek Beyoncé’nin güçlü mesajlarını destekleyen unutulmaz bir deneyim yaşattı. Hayranlari, müziğin ve modanın büyülü dünyasında kendilerini kaybederken, sanatçının enerjisi ve sahnedeki şıklığıyla büyülendi.
