- Modelliğin en sevdiğiniz yanı?
Her gün yeni insanlarla farklı ortamlarda tanışma şansı yakalamak… Bu yüzden her gün yeni bir gün gibi.
- Peki ya en zorlayıcı kısmı?
Modellik dışarıdan bakıldığında çok kolay gibi gözüken ama aslında gerçekten zor bir meslek. Ben çok sabırsız biri olduğumdan dolayı sanırım benim için en zorlayıcı kısmı sabır gerektirmesi.
- Kariyerinizde hiç unutmadığınız bir an?
Özgür Masur’un Byzantium koleksiyon defilesi benim için çok etkileyiciydi. Unutulmayacak işlerimin başında geliyor.
- Son yıllarda moda endüstrisinde alışılmış güzellik kalıplarının yıkılması üzerine neler düşünüyorsunuz?
Güzellik standardı adı altında toplanan, gerçekçi olmayan ve insanları tek tipleştiren kalıplar sonunda geride kalmaya başladı. Modayı takip eden insanların gerçekliğe dair umudunu yitirmesi, kendi bedenlerini modaya layık bulmaması, özellikle modellerin yaşadığı mental zorlukların geride kalması beni çok sevindiriyor. Umarım bir gün herkesin tek ve özel olduğuna dair bilinç, tüm sektörlerde ve en çok ihtiyaç duyulan moda dünyasında yerleşir.
- Size göre güzellik nedir?
Benim için güzellik sadece renkli gözlere ya da kusursuz yüz hatlarına sahip olmak değildir. Güzellik insanın içiyle, dışıyla, her şeyiyle bir bütün olabilmesi ve bunu en iyi şekilde yansıtabilmesidir.
- Size ilham veren, severek takip ettiğiniz modeller hangileri?
Adut Akech Bior ve Mona Tougaard’ın özellikle podyum performanslarını çok beğeniyorum.
- Sizi en çok neler mutlu eder?
Hayal ettiklerimi başarabildiğimi görmek.
- Hobileriniz neler, gizli bir yeteneğiniz var mı?
Gizli değil aslında ama modelliğe başlamadan önce dokuz yıl kadar voleybol oynamıştım. Onun dışında kitap okumayı ve müzik dinlemeyi çok seviyorum.
- En son hangi kitabı okudunuz?
Sarah Jio, Paris’ten Çiçeklerle.
- Son zamanlarda izleyip en çok beğendiğiniz dizi ya da film hangisi?
Bir süredir yeni bir şey izlemiyorum, son zamanlarda, “Bunu kesinlikle izlemeliyim!” dediğim bir dizi ya da film olmadı ama Netflix yapımı Unorthodox dizisini çok beğenmiştim.
- Şu an seyahat edebilecek olsanız bu nereye olurdu?
Paris.
- Karantinada en çok nasıl zaman geçirdiniz?
Genelde müzik dinleyerek geçti, en çok da ailemle vakit geçirdim.
- Stilinizi hangi kelimelerle anlatırsınız?
Tek bir kelimeyle anlatamam çünkü ruh haline göre giyinen biriyim. Bu nedenle bazen spor, bazen klasik giyiniyorum. En çok maskülen tarzı beğeniyorum. Bol pantolonlar, oversized üstler veya ceketler bana kendimi daha rahat ve iyi hissettiriyor.
- En sevdiğiniz marka/tasarımcılar hangileri?
Saint Laurent, Jacquemus ve Burberry sevdiğim yabancı markalardan. Türk tasarımcılardan ise Özgür Masur, Hakan Yıldırım, Şansım Adalı’nın markası Sudi Etuz ve Raisa & Vanessa’yı beğeniyorum.
- Vazgeçemediğiniz güzellik ya da cilt bakım ürünü hangisi?
Cildime çok fazla ürün uygulamayı sevmiyorum, daha çok nemlendirici kremler kullanıyorum. Vazgeçemediklerim ise gül suyu ve gül yağı.
- Sosyal medyada en çok hangi uygulamayı kullanıyorsunuz, neden?
En çok Instagram kullanıyorum çünkü en güncel işler, haberler orada karşıma çıkıyor.
- Hayatta kendinize sürekli hatırlattığınız bir motto var mı?
“Eğer bir şeyi gerçekten istiyorsan ve bunun için yeterince mücadele ediyorsan olmaması için hiçbir sebep yoktur.”
