Fotoğraf: Pexels
Hiç ilişkinizde her şey yolunda giderken, ortada hiçbir sorun yokken içinizi mutluluğunuzun uzun sürmeyeceğine dair o rahatsız edici düşünce kapladı mı? İşte tatlı anlarınızda gölge düşüren o kaygılı düşünceler, aslında öz sabotajın ta kendisi.
Size başta önemsiz bir kuşku gibi görünebilir ama kendi mutluluğunuza şüpheyle yaklaşmak, yakınlıktan korkmak ya da huzurunuzu gölgeleyen düşünceler üretmek, ilişkinizin en görünmez ama en yıkıcı düşmanına dönüşebilir.
Öz sabotaj nedir?
Öz sabotajın dinamiğini anlamanız için önce günlük hayatta yaşadığınız duygu değişimlerine odaklanmanız gerekir – çünkü bu davranış biçimi yalnızca romantik ilişkilerinizde değil, kendinizle olan ilişkilerinizde filizlenmesiyle sizi etkisi altına alıyor.

Bir düşünün, eğer mutluluğunuzu gölgeleyen küçük şüphelerle kendinizi geri çektiğiniz, başarıya çok yaklaştığınızda ‘ya kaybedersem’ korkusuyla adımınızı yarıda bıraktığınız ya da ilişkilerinizde tam güvenmeniz gerekirken ‘bana gerçekten değer veriyor mu’ sorusunu içinizde büyüttüğünüz anlar oluyorsa, işte o noktada öz sabotajın devreye girdiğini rahatlıkla söyleyebilirsiniz.
Özellikle romantik ilişkilerinizde öz sabotaj, güvensizlik, değersizlik hissi ya da geçmiş travmaların gölgesiyle kendini belli eder; bu noktada kendinizi partnerinizi sürekli test ederken, sevgisini ve size olan bağlılığını sorgularken bulabilirsiniz.

Sevildiğinizi kabul etmek yerine ise sevilmeyi sorgulamayı seçtiğinizde, en güzel jestler karşısında bile ‘bunu hak etmiyorum’ düşüncesine kapılarak yakınlıktan korkmanız ve farkında olmadan geri çekilmeniz kaçınılmaz hale gelir.
Peki, öz sabotaj döngüsünden nasıl çıkabilirsiniz?
Şüpheyi bırakın, diyalog kurun
Partnerinizi sürekli sorguladığınızda ilişkinin temeli zayıflar; oysa kaygılarınızı ve merakınızı açıkça paylaştığınızda güvene dayalı daha sağlam bir iletişim kurabilirsiniz.
Değersizlik hissini değil, kendinizi besleyin
‘Ben yetersizim’ düşüncesini içinizde özümsediğinizde geri çekilirsiniz; oysa kendi alanınızı yaratıp kendinize değer verdiğinizde hem siz güçlenir hem de ilişkiniz bu değişimden beslenir.

Hislerinizi susturmayın, paylaşın
Duygularınızı bastırmak, ertelemek ya da önemsiz görmek sizi ilişkinin özünden uzaklaştırır; oysa hislerinizi ifade edip onlarla barıştığınızda bağlarınız güçlenir.
Güveni küçük jestlerle büyütün
Güven sadece büyük anlarda değil, günlük detaylarda da pekişir; küçük jestlerle ilişkinizi beslediğinizde karşılıklı bağlılığınız daha da güçlenecektir.
Geçmişin yükünü taşımayın
Eski yaralar bugüne sızdığında sizi yıpratır; oysa profesyonel destekle bu acılardan arındığınızda hem siz hem de ilişkiniz geleceğe çok daha hafif adımlarla ilerleyecektir.
İç sesinizi yakalayın

Bazen kendinize karşı en acımasız kişi içinizdeki ses olur; fakat onu fark edip sağlıklı düşüncelerle dönüştürdüğünüzde hem kendinize hem de ilişkinize daha adil ve şefkatli davranabilirsiniz.
Kendinize merhametli yaklaşın
Hatalarınızı kendinizi cezalandırarak değil, öğrenerek aşmaya çalışın. Siz kendinize anlayış gösterdiğinizde, ilişkilerinizde de daha şefkatli bir bağ kurabilirsiniz.
Mutluluğu kendinize yakıştırın
Öz sabotajın bir panzehiri varsa, o da kesinlikle mutluluğu hak ettiğinize inanmak. Siz bu inancı güçlendirdiğinizde hem kendinize hem de ilişkinize bambaşka bir kapı açarsınız.
Elbette, öz sabotaj döngüsünden çıkmak kolay değil; çünkü en zorlu yüzleşme, aynaya baktığınızda gördüğünüz kişide saklı olan kırmızı bayraklar.
Ama farkındalığınızla, her adımda kendinizi daha iyi tanıyarak, duygularınızı sahiplenerek ve güveni besleyerek hem kendinize hem de ilişkinize yeni bir başlangıç armağan edebilirsiniz. Çünkü unutmayın, ilişkide en güçlü bağ, her zaman önce kendinize izin vermekle başlar.
İlginizi çekebilir >>>>> Uzak mesafe ilişkisi: Güçlendirir mi, tüketir mi?