Fotoğraf: @haileybieber
Hiç partnerinizle devamlı dijital iletişim kurmanın duygusal yakınlığınızı yavaş yavaş tükettiğini hissettiniz mi? Cevabınız evetse, yalnız değilsiniz. Artık telefonlarımız sadece iletişim aracı değil, ilişkilerimizin ritmini değiştiren bir araç haline geldi. Bu yüzden sürekli mesajlaşmak, “görüldü”ler ve anlık yanıt beklentisi, bazen heyecan kadar yorgunluk da getirebiliyor. Neyse ki, sürekli mesajlaşmanın getirdiği dijital aşk yorgunluğuyla başa çıkmanın ve iletişimi daha sağlıklı hale getirmenin yolları var.
Dijital aşk yorgunluğuyla başa çıkmanın 4 yolu

Mesaj temposunu dengeleyin
Sürekli mesajlaşmak başta keyifli ve heyecan verici olsa da zamanla bu bir baskıya dönüşebilir. Her mesajı anında yanıtlamak zorundaymış hissine kapılabilirsiniz. Bu durum, hem zihinsel enerjinizi tüketebilir. Bunun için, mesajlara cevap verirken kendinize izin vermek ve bazı anlarda küçük dijital molalar vermek ilişkideki yorgunluğu azaltabilir.
Yüz yüze ve kaliteli iletişime öncelik verin
Yazışmalar hızlı ve kısa olduğundan, duygular her zaman tam olarak aktarılmayabilir. Hatta çoğu tartışma mesajlaşırken birbirini yanlış anlamadan kaynaklanır. Bazen mesajlaşırken durup “bunu yüz yüze konuşmak daha sağlıklı olur” diyebilmek iletişiminizi güçlendirebilir.
Sınırlarınızı açıkça konuşun
“Görüldü”ler ve anlık yanıt beklentisi, genelde gereksiz bir kaygıya yol açabilir. Ne zaman çevrimiçi olacağınızı veya mesajlara ne kadar hızlı cevap vereceğinizi partnerinizle konuşmak, karşılıklı anlayışı artırır. Böylece gereksiz tartışmaların da önüne geçmiş olursunuz.
Kendi zamanınıza değer verin
Bir ilişkide her an çevrimiçi olmak zorunda olmadığınızı kendinize hatırlatın. Kendi hayatınıza, hobilerinize ve sosyal çevrenize alan tanımak en doğal ihtiyacınız. Bu alanı korumak, hem sizi dinlendirir hem de ilişkinizin daha sağlıklı ilerlemesine yardımcı olur. Ve tabi, dijital aşk yorgunluğunu yaşamanızı da önler.
İlginizi çekebilir >>>>> Party Gap Relationship: Sosyal alışkanlık farkları ilişkinizi nasıl etkiliyor?
