Ev dekorasyonunun ruh halimize yansıması

0
198

Evimizi, odamızı döşerken kullandığımız renk ve dekorasyonlar bizim üzerimizde fiziksel ve duygusal etkilere neden olabiliyor. Her gün gördüğümüz ve içinde yaşadığımız 4 duvarın üzerimizdeki bu etkilerini ünlü mimar David Adjaye: ‘Binalar ruhumuzu oluşturan son derece duygusal yapılardır.’ olarak aktarıyor.

Dekore edilecek alan veya odada her bir dikkate alınan rengin bir psikolojik yansıması olduğunu unutmamak gerekir. Bu tanımı uzmanlar ‘Renk Teorisi’ olarak da adlandırırlar. Renk Teorisi her bir rengin insan davranışı üstünde farklı anlamlar, çağrışımlar yaptığının ve aynı zamanda renklerin yarattığı hissin insanların kişisel özellikleri üzerinde de farklılık yarattığının kelime halinde özetlenmesi olarak aktarılabilir.

Renklerin farklı kişilere farklı hisler hissettirmesiyle birlikte, kendi içinde de alt başlıklara ayrıldığı tespit edildi. Örnek olarak mavi rengin koyu tonunu tercih etmek sizi yalnız hissettirebilecekken, açık tonlardaki mavi renk tercihi sizi sakinlik hissine doğru yola çıkarabilir. Rengin yanı sıra, doğru mobilyayı doğru yere konumlandırmak ve alandan tasarruf etmek de çok önemli olabiliyor. Environmental Interiors kitabının yazaları Mary Jo Weale, James W. Croake ve W. Bruce Weale; mobilyaların arasındaki mesafelerin, konumlandırılma şekline göre sizi rahat veya tam tersi olan daraltıcı hisler arasında bırakabileceğini söylüyor.

Simetriye dikkat edin

Simetri hayatımızda her alanda, doğada karşımıza çıkan bir kavram. Gündelik hayatımızda birden fazla kez karşımıza çıkan bu kavram, konseptleri daha iyi algılamamıza yol açıyor ve düzen hissini anlamamıza izin veriyor. Dekorasyon boyutunda alana verdiği nizam ile daha sakin hisler uyandırması kaçınılmaz.

Odaya göre renk seçimini dikkatle yapın

Farklı renklerin farklı hisler ortaya çıkardığını paylaşmıştık, peki hangi alanda hangi rengi kullanmalısınız? Uzmanlar yatak odasında en optimal rengin sakinleştirici özelliğinden dolayı mavi olduğunu söylerken, ofisiniz için sarı, turuncu gibi renklerden kaçınmanızı öneriyor. Yemek odasında iştah arttırıcı bir kırmızı renk tercih etmenizi tavsiye ederken, oturma odasında ise lavantanın alt tonları sizi rahatlatacaktır.

Fazlalıktan korkmayın

Uyumlu renk kombinasyonları ile odaya derinlik katmaya ne dersiniz? Duvara astığınız bir tablo veya koltuğunuza yerleştirdiğiniz minderlerin renk uyumlarının ve desenlerin birbirini tamamlaması odanın renk pigmentini ve canlılığını arttıracaktır. Bu fazlalık kontrast, renk, doku, aksesuar ile yapılabilir. Bu sayede ev, sade bir dekorasyonun yanı sıra daha yaşanabilir ve canlı bir hissi sizde uyandıracaktır.

Rahatlama köşenizi ihmal etmeyin

Mumlarla dolu bir raf, belki küçük bir sandalye ile oturup keyfini çıkarabileceğiniz bir kahve köşesi, kocaman bir kitap rafı… Kişisel özelliklerimizle alanımızı kendimiz için uyarlarken küçük fakat gün içerisinde büyük bir etkiye sahip olan rahatlama alanları mutlaka yapılması gereken mimari çalışmalardan.

Birbirini tamamlayan eserleri yan yana koymaya özen gösterin

Seçtiğimiz her dekorasyon bile bizler için psikolojik bir anlam taşıyor olabilir. Veya sizin için anlamı olan eserlerin yan yana konumlanmış olması sizin değer verdiğiniz bir anınızın canlanmasına neden olabilir. Bu alan içinde bütünlüğü korumaya neden olurken aynı zamanda sizin için konfor alanı oluşturmasına neden olur. Bu öneriyi uygularken belki çokça karşılaştığınız belki de ilk defa ismini duyduğunuz 80/20 kuralını uygulamak verimli olabilir. 80/20 kuralında, dekorasyonun %80 belirli bir tarz ve geri kalan %20 diğer tercih ettiğiniz diğer tarz veya tarzlar şeklinde dekore edilmesi mimari açıdan daha uygun olacaktır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz