FOMO’dan JOMO’ya: Hayatı kendi zamanında yaşama rehberi

17 Ağustos 2025

Fotoğraf: Pexels

Her yerde olmak, her anı yakalamak, hiçbir şeyi kaçırmamak… Kulağa enerjik geliyor ama bazen ruhumuzu en çok yoran da bu oluyor. FOMO (Fear of Missing Out), yani “kaçırma korkusu”, zihnimizi sürekli tetikte tutarken aslında kendi zamanımızın tadını çıkarmayı unutturuyor. Peki ya bunun yerine JOMO (Joy of Missing Out), yani “kaçırmanın keyfi”ni yaşayabilsek?

İşte tam olarak yapmamız gereken bu: başkalarının temposuna değil, kendi ritmimize ayak uydurmanın mutluluğunu deneyimleyebilmek.

Tabii ki bunu kendi rutinimize entegre edebilmek için önce bazı adımlar atmamız gerekiyor. Ancak bu adımlara geçmeden önce, FOMO ve JOMO’yu yakından tanımakta fayda var.

FOMO nedir?

FOMO (Fear of Missing Out), yani kaçırma korkusu, başkalarının yaşadığı deneyimleri, eğlenceleri veya fırsatları kaçırma endişesiyle ortaya çıkan bir duygu durumu diyebiliriz.

Sosyal medyada başkalarının tatilde, partide veya bir etkinlikte olduğunu gördüğünüzde “Ben de orada olmalıydım, neler kaçırıyorumdur şimdi” hissi, tam olarak bir FOMO belirtisi. Hani bir arkadaş grubunuz dışarı çıkmıştır da, siz evde otururken “Acaba çok mu eğleniyorlar?” diye düşünürsünüz; ya da yeni çıkan bir ürün veya trendi herkesin denediğini görüp denemediğiniz için panik hissine kapılırsınız.

FOMO'dan JOMO'ya: Hayatı kendi zamanında yaşama rehberi
Fotoğraf: Pexels

Hatta, arkadaş grubunuzda yapılan esprilerin ya da paylaşılan anıların dışında kalmanız da bu hissi tetikleyebilir ve sonucunda o iç sıkıntısı, FOMO’nun en tanıdık yüzü diyebiliriz.

JOMO nedir?

JOMO (Joy of Missing Out) ise bunun tam tersiymiş gibi düşünebilirsiniz – yani, kaçırmanın keyfi. 

Hani davet edildiğiniz bir etkinliğe gitmek yerine evde battaniyenin altında sevdiğiniz diziyi izlerken “İyi ki evdeyim” diye düşündüğünüz anlar vardır ya… İşte JOMO tam olarak bu. Başkalarının temposunu değil, kendi ritminizi önemsemek ve bundan mutluluk duymak.

Peki, FOMO’yu nasıl JOMO’ya çevirebilirsiniz?

Bahsettiğimiz gibi, bu iki kavramın anlamını özümsedikten sonra iş artık onları günlük hayatınızda nasıl dönüştüreceğinize kalıyor. Yaşadığınız duygunun FOMO olduğunu fark ettiğiniz an, küçük ama bilinçli adımlarla bunu JOMO’ya çevirmeye başlayabilirsiniz.

FOMO'dan JOMO'ya
Fotoğraf: Pexels

Mesele, “kaçırma korkusunu” değil, “kendi zamanınızın keyfini çıkarma” bilincini hayatınıza yerleştirmek. İşte sizi FOMO’dan JOMO’ya taşıyacak alışkanlıklar:

Bildirimlerinizi susturun, dijital detoks ile sessizliğin tadını çıkarın

Telefonunuza gelen her bildirim zihninizi tetikte tutar; bu yüzden gün içinde belirli saatleri “bildirimsiz” zaman ilan edin. Böylece zihniniz sürekli uyarılma halinden çıkıp dinginleşir ve kıyaslama halinden sıyrılarak kendi anınıza dönebilirsiniz.

Kendi başarılarınızı kutlayın ve kıyaslamayı bırakın

Bir başkasının hayatı sizin eksikliğiniz anlamına gelmez; herkesin ritmi, yolu ve öncelikleri farklı. Sosyal medyada başkalarının “başarı paylaşımlarını” görmek yerine, kendi küçük adımlarınıza odaklanın. Bitirdiğiniz bir kitabı, tamamladığınız bir projeyi ya da yalnızca kendinize verdiğiniz bir sözü tutmayı fark edin ve kutlayın. Küçük zaferlerinizi görünür kıldıkça, başkalarıyla kıyaslamanın yerini kendi yolunuzun keyfi alır.

Etkinlikleri seçerek katılın

Her davete “evet” demek zorunda değilsiniz; size iyi hissettirecek, gerçekten katılmak istediğiniz etkinliklere gidin. Böylece sosyal yorgunluğunuz azalır ve katıldığınız anlar daha değerli hale gelir.

FOMO'dan JOMO'ya: Hayatı kendi zamanında yaşama rehberiniz
Fotoğraf: Pexels

Gün sonu minnettarlık defteri tutun

O gün sizi mutlu eden üç küçük şeyi yazın: kahvenizin kokusu, bir arkadaşınızdan gelen mesaj ya da gün batımı… Bu küçük pratik odağınızı başkalarının yaşadıklarından kendi hayatınıza kaydırır.

Yavaş yürüyüşler yapın

Koşturmak yerine haftada bir gün sadece yavaş yürüyün; çevrenizi gözlemleyin, nefesinizi dinleyin ve küçük farkındalığın bir meditasyona dönüşerek gününüze huzur kattığını hissedin.

Yalnızlığı kutlayın

Evde tek başına geçirilen bir akşamı “boş zaman” değil, kendinize ait bir armağan olarak görün. Sevdiğiniz diziyi izleyin, yemek yapın, hislerinizi yazın ya da merak ettiğiniz bir konuyu araştırın; böylece kendinize ayırdığınız zamanın ne kadar şifalı geldiğini görebilirsiniz.

FOMO'dan JOMO'ya rehberiniz
Fotoğraf: Pexels

Playlist’inizi kendiniz seçin

Güne başlamadan önce o gün için bir müzik listesi hazırlayın. Sabah hangi şarkılarla uyanacağınızı bilmek günün temposunu kendi elinizle belirlemenizi sağlar ve günün kalan akışını da siz şekillendirmiş olursunuz.

Doğaya çıkın

Bir gününüzü doğada geçirin; park, sahil ya da orman fark etmez. Doğanın içinde olmak, hiçbir şey kaçırmadığınızı; tam aksine hayatın özünü yakaladığınızı hatırlatır.

FOMO ve JOMO: Hayatı kendi zamanında yaşama rehberi
Fotoğraf: Pexels

Sosyal medyada mola verin

Başkalarının hayatını anbean takip etmek yerine haftada bir gün “sosyal medya detoksu” yapın ve o günü kendinizle baş başa geçirin. O zaman fark edeceksiniz ki aslında hiçbir şey kaçırmıyorsunuz.

“Hayır” demeyi öğrenin

Her fırsatı değerlendirmek yerine istemediğiniz şeylere “hayır” demeyi seçin. Basit gibi görünen bu kelimenin aslında size kendi zamanınızın kapılarını açtığını fark edeceksiniz.

Mikro molalar verin

Yoğun bir işin ortasında sadece 90 saniye boyunca hiçbir şey yapmayın; pencereye bakın, derin bir nefes alın. Bu kısa duraklamalar zihninizi sıfırlamaya yardımcı olur.

FOMO'dan JOMO'ya: Hayatı kendi zamanında yaşama rehberi
Fotoğraf: Pexels

Kendi küçük ritüellerinizi yaratın

Sabah kahvesini aceleyle içmek yerine 10 dakikanızı sadece o kahveye ayırın; bu tür ritüeller gününüzün akışına huzur katar.

“Offline” buluşmalar planlayın

Arkadaşlarınızla bir araya geldiğinizde telefonlarınızı kenara bırakın; sohbetin tadına varın ve anı gerçekten yaşayın.

FOMO'dan JOMO'ya: Hayatı kendi zamanında yaşama rehberi
Fotoğraf: Pexels

Gününüzü kokularla renklendirin

Sabah narenciye, öğlen nane, akşam lavanta… Kokular ruh halinizi anında değiştirir ve gününüze yumuşak bir geçiş sağlar; üstelik kendi zevkinize göre seçim yaparak bunu kişisel bir keyfe dönüştürebilirsiniz.

Takviminizde boşluk bırakın

Her anınızı doldurmayın; takvimde boş saatler bırakmak spontane keyiflere alan açar ve bazen en çok şey kazandıran, planlanmamış o boşluklardan geçer. 

Sonuçta JOMO, hayattan kopmak ya da sürekli bir şeyleri kaçırmak anlamına gelmez; tam tersine dünyayı kendi hızınızda deneyimlemek, kendi anlarınızın tadını çıkarmak demek. Başkalarının ne yaptığına odaklanıp onların temposuna yetişmeye çalışmak yerine, kendi yolunuzu seçip bu yolculuğu huzurla sürdürmek, size gerçek anlamda özgürlük kazandıracaktır. 

Çünkü özgürlük, başkalarının ritmini takip etmekten değil, kendi ritminize güvenip onunla uyum içinde yaşamaktan geçer; kaçırma korkusunu bırakıp, yaşadığınız anı bilinçle seçtiğinizde hayat çok daha dolu, dengeli ve size ait bir hale gelebilir.

İlginizi çekebilir >>>>> İç huzurunuzu yakalamak için hiç duymadığınız 6 alışkanlık

Dilara Melisa Yaman

Bahçeşehir Üniversitesi'nde Yeni Medya lisans eğitiminin ardından Halkla İlişkiler yan dalını tamamlayan Melisa, yazma tutkusunu erken yaşta keşfetti. Öğrencilik yıllarında TheCollector ve ArtReview gibi platformlarda editör asistanlığı yaparak sanat tarihi, mitoloji ve global trendler üzerine içerikler üretti. Bu alanlarda içerik üretme deneyimini pekiştirdikten sonra, şimdi kendi ilgi alanlarını profesyonel kimliğiyle birleştirerek InStyle Türkiye'de yazar olarak görev yapıyor. Şehirli, dinamik ve cesur bir üslupla; ilişkiler, trendler ve kadın dünyasına dair yazılar kaleme almaya devam ediyor.

Daha Fazla İçerik

paris moda haftası Louis Vuitton

Paris Moda Haftası: Louis Vuitton İlkbahar 2026 Erkek Koleksiyonu

Paris Moda Haftası kapsamında sunulan Louis Vuitton İlkbahar 2026 erkek
Kylie jenner jeff bezos'un düğününde

Kylie Jenner’dan Vittoria Ceretti’ye: Jeff Bezos & Lauren Sánchez düğünü

Jeff Bezos ve Lauren Sánchez bu hafta sonu Venedik’te evlendi.