Gerçek hayatta biriyle göz göze geldiğinizde ne olduğunu anlamak çoğu zaman bir saniyeye bakar. Ama iş dijitalde flörte geldiğinde -ki artık hikayelerin çoğu orada başlıyor- işler daha karışık bir hal alıyor. Mesajlar azalıyor, zaman uzuyor, story’ler sessizce izleniyor. Ve siz, tek bir emojiye saatlerce anlam yükleyen kişi oluveriyorsunuz.
Çünkü dijital çağda ilgi yalnızca kelimelerle değil, zamanlama, suskunluk ve bolca “Scaba?” ile ifade ediliyor.
Sabah gelen bir “Günaydın” mesajı, üç gün sonra hala sessiz kalan bir ekrana dönüşebiliyor. Story’nizi ilk izleyen kişi o oluyor ama DM kutunuz boş kalıyor. Beğeniler geliyor ama sohbet başlamıyor. Bu gerçekten ilgi mi? Yoksa sadece algoritmanın sizi tekrar tekrar karşısına çıkardığı biri mi?
İşte tam bu yüzden dijital flört, duygusal zekadan çok dijital sezgiyle yürüyen bir denge oyununa dönüşüyor. Ve bazen, bir “like”a çok anlam yüklememek, kendinizi korumanın en sağlıklı yolu haline geliyor.
Peki bu gri alanda biraz netlik mümkün mü? Dijitalde gerçekten bir ilgi olup olmadığını anlamak için birkaç şeye dikkat edebilirsiniz:
Süreklilik
Gerçek ilgi, bir anda belirip kaybolmaz. Bugün yazıp yarın sessizleşen biri netlik değil, kafa karışıklığı yaratır.
Story izlemek, bağ kurma çabası olmayabilir
Birinin hikayenizi izlemesi, sizi tanımak istediği anlamına gelmeyebilir. Bazen bu bir alışkanlıktır. Bazen can sıkıntısı. Bazen de sadece algoritma iş başındadır.
İlgi, detayda gizlidir
Beğenmek kolay, emoji yollamak zahmetsizdir. Ama sizinle ilgili bir ayrıntıya referans veren bir mesaj? O çaba ister. Düşünülmüştür. Gerçektir.
Belirsizlik çoğu zaman cevabın ta kendisidir
Ne hissettiğini anlayamadığınız biriyle iletişim kurmak, bir süre sonra kendi sesinizi kısmaya neden olabilir.