Fotoğraf: Pexels
Hiç sosyal medyada hüzünlü bir paylaşımla karşılaştığınızda içinizde iki farklı duygu aynı anda belirdi mi? Bir yanınız empatiyle yaklaşmak isterken, diğer yanınızda içinizi kemiren bir şüphe: “Bu gerçekten bir yardım çağrısı mı, yoksa sadece ilgi çekme çabası mı?” İşte bu ikilemin adı: sadfishing.
Sadfishing nedir?
Sadfishing’in tanımını düşündüğünüzde, kelime kökeni itibarıyla “üzgün görünerek ilgi avlama” olarak yorumlayabilirsiniz. Günümüz sosyal medya dünyasında ise bu kavram, çoğu zaman duygusal durumların abartılı biçimde sergilenmesiyle ilişkilendiriliyor. Yani amaç, samimi bir paylaşım yapmak değil; daha çok dikkat çekmek, yorum almak, beğeni toplamak ve ilgi odağı haline gelmek.

Ancak burada önemli bir ayrım var: her duygusal paylaşımı sadfishing olarak etiketlemek doğru değil elbette. Çünkü sosyal medya, insanların hem kendini ifade etme hem de destek bulma alanı olarak görülüyor; bu yüzden zor bir dönemden geçen birinin hislerini paylaşması, içini dökmesi ya da yaşadıklarını anlatması son derece doğal.
İşte sadfishing ile samimi paylaşımlar arasındaki ince çizgi de tam burada ortaya çıkıyor: niyette ve üslupta.
Sadfishing manipülasyonunu nasıl fark edebilirsiniz?
Aslında sadfishing’i ayırt etmenin yolu, paylaşımlara biraz daha dikkatli bakmaktan geçiyor diyebiliriz. Eğer kişi duygularını paylaşırken içtenlikle hislerini dile getiriyor ve bunu gerçekten bir rahatlama ya da destek bulma amacıyla yapıyorsa, burada empatiyle yaklaşmak en doğru seçeneğiniz olabilir.

Fakat paylaşımlar sürekli aynı noktada takılı kalıyorsa, hep aynı hikayeler tekrar ediyor ve alınan desteğe rağmen hiçbir ilerleme olmuyorsa, o zaman bu durumun bir ilgi çekme stratejisine dönüştüğünü düşünme zamanınız gelmiş olabilir.
Üstelik sadfishing döngüsüne takılan kişiler sadece yakın çevrenizden biri olmak zorunda değil; bazen severek takip ettiğiniz bir ünlü ya da sosyal medya fenomeni de olabilir. Onların yaşadıkları olayları arka arkaya paylaşırken, paylaşımlar arasında keskin duygu geçişlerine tanık olabilirsiniz: bir gün derin bir üzüntüyü dile getiren storyler görürken ertesi gün abartılı bir neşeyle dolu içerikler karşınıza çıkabilir.
Bu ani değişimler sizi ister istemez düşündürür ve farkında olmadan kendinize şu soruyu sordurur: “Burada gerçekten yaşanan bir duygu mu var, yoksa dikkat çekmek için bilinçli olarak kurgulanmış bir strateji mi?”

İşte tam da bu noktada, eğer paylaşımlarda sürekli dramatik bir dil hakimse, durum artık anlık bir duygu ifadesi olmaktan çıkar ve dikkat çekmeye yönelik bilinçli bir stratejiye dönüşür; böylece duygular, paylaşımın kendisine değil, giderek büyüyen bir “ilgi çekme döngüsüne” hizmet etmeye başlar.
Kısacası, sadfishing’i anlamanın yolu kişinin duygularını nasıl ifade ettiğine, aldığı desteği nasıl kullandığına ve paylaşımlarının ne kadar samimi olduğuna dikkat etmekten geçiyor; çünkü samimi bir paylaşım size yakınlık ve güven hissi verirken, manipülatif olan çoğu zaman sizi fark etmeden içine çekildiğiniz bir döngüye sürükler.
Ve unutmayın, bu farkı görebilmeniz hem kendi enerjinizi korumanız hem de karşınızdakine nasıl yaklaşmanız gerektiğini bilmeniz açısından son derece değerli.
İlginizi çekebilir >>>>> “Double burden”: Modern çağda kadınların bitmeyen ikinci mesaisi