Sultan Gadimbayli ile Röportaj

  • Tasarımlarınızı yaparken nelerden ilham alıyorsunuz?

Tasarım yaparken her şey veya herhangi bir şey bana ilham verebilir, güzel yanı da bu zaten. Mesela bir kafede otururken ve etrafı seyrederken ya da bir filmi izlerken… Hatta size bir tüyo vereyim, tasarımlarımı yapmadan önce kumaşları seçmeyi tercih ederim. Kumaşlar bana daha çok ilham verir ve koleksiyonumun ne olacağına yön verir diyebilirim.
 

  • Tasarım yaparken özel olarak dinlediğiniz bir playlist var mı? En çok hangi şarkı size ilham veriyor?

Klasik müzikten oluşan, bana ilham veren bir listem var.
 

  • Koleksiyonunuzdaki kendi favori parçanız hangisi?

Koleksiyonumun her parçası favorimdir, listem böyle uzar gider. İşimi zevkle ve hevesle yapıyorum, nasıl ayırt edebilirim ki?  

  • Ünlü isimlerle çalışırken en çok nelere dikkat ediyorsunuz?

Alanlarında başarılı birçok ünlü isimle çalışıyorum. Tasarıma başlamadan önce çalışacağım ünlünün hangi işi yaptığı, tarzı, istekleri bana yön verir. Eğer sahne sanatçısı ise çıkacağı sahnenin büyüklüğüne kadar dersime çalışırım.
 

  • İstanbul sizin için ne anlam ifade ediyor?

İstanbul benim ilham kaynağım; denizin rengi, dalga sesi, şehir ışıkları, sokaklar, insanlar…
 

  • Bize tasarım yolculuğunuzdan bahseder misiniz? Her şey nasıl başladı?

 Her ne kadar İktisat Bölümü mezunu olsam da içimdeki moda tutkusu varlığını her zaman  hissettirdi. Mimarlık eğitimi almaya başladığımda tasarıma olan ilgim boyut atladı. Piyano çalmaya başladığında ise artık sanat büyük bir tutku haline geldi bende. Azerbaycan’da moda eğitimi aldım. Sonrasında ise İstanbul’daki moda okullarında eğitimime devam ettim. Nişantaşı’nda Sultan Gadimbayli Showroom’u açarak atölyemde müşterilerimi ağırlamaya başladım.

  • Yüksek moda markalarından favoriniz hangisi? Markanın hangi yönü sizi kendisine çekiyor?

Sevdiğim ve çizgisini beğendiğim birkaç marka var.  İçlerinden birini ayırmam gerekirse, o Versace olur.
 

  •  Haute Couture ve günlük şıklık arasında bir seçim yapmanız gerekse hangisini tercih ederdiniz?

Zor bir seçim olurdu, hem günlük hem Haute Couture çalışmayı çok seviyorum ve keyif alıyorum.
 

  •  Haute Couture’ün size göre olmazsa olmazı nedir?

Mutlu etmek dolayısıyla iyi hissettirmek. Showroom’a gelen misafirlerimizin taleplerini doğru anlamak ve onlara konforlu bir kıyafetle cevap vermek muhteşem bir his.

  • Eskiler, “Ne kadar rahatsız hissediyorsan o kadar güzel görünüyorsundur,” derler. Sizin bu konuya karşı nasıl bir bakış açınız var? Özellikle değişen dünyada konforlu şıklığın gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Azerbaycan’da şöyle bir söz vardır: ”Güzellik için kurban verilir”. Fakat benim için en önemlisi bir kişinin tasarımımı giyerken ayna karşısında kendini güzel ve aynı zamanda rahat hissetmesidir. Dolayısıyla eskilerin aksini düşünen tasarımcılar arasındayım.

 

  • Markanız için hayalinizde nasıl bir defile gerçekleştirme hayali var? Özellikle pandemi sebebiyle endüstri bu sene neredeyse tamamen dijitale yöneldi, siz dijital bir defile gerçekleştirmeyi düşünür müsünüz?

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki dijital bir defile yapmayı düşünmüyorum. Gelen konuklarımı ağırlayabileceğim, yüzlerindeki tebessümü, beğeniyi, heyecanı deneyimleyebileceğim geleneksel ama bana özgü bir defile yapmak isterim. Pandemi sonrası bu hayalimi hayata geçireceğim.
 

  • Gelinlik tasarlarken olmazsa olmazlarınız nelerdir? 

Gelinlerin hayallerini süsleyen gelinliği tasarlamak, heyecanlarının en yakın şahidi olmak büyük sorumluluk. Onları can kulağıyla dinlemek, her detayı öğrenmek isterim.
Düğün mekanı, giriş müziği, ilk dans gelinliğin tasarım dilini çoktan oluşturmuştur aslında. Bütünün parçalarını özenle işlemek gerekir.
Gelinlikte kullanacağım boncuklar, taşalar kadar önemli diğer husus ise gelinin hareket rahatlığıdır.

 

RÖPORTAJ TUĞÇE N. GÜRSOY

İlgili Makaleler